Ulucanlar Cezaevi Müzesi
1923 yılında askerî depo olarak hizmet vermek üzere inşa edilen bir bina içine kurulmuş olsa da, 1925 yılında yapılan tadilatlar ile cezaevi olarak kullanılmaya başlandı.
68 kuşağının önde gelen isimlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde cezaevi avlusundaki kavak ağacının altında idam edildi. 1980 İhtilalinin ilk infazları da 8 Ekim gecesinde, sol görüşlü Necdet Adalı ile sağ görüşlü Mustafa Pehlivanoğlu’nun idam edilmesiyle bu cezaevinde gerçekleşti.13 Aralık 1980’de ise Erdal Eren’e verilen idam cezası burada infaz edildi.
Ulucanlar Cezaevinin girişinde oldukça rutubetli bir koridor bulunmaktadır. Koridorun sonunda ise 9. ve 10. koğuşların bulunduğu Hilton koğuşu isimli alan bulunmaktadır. Buraya Hilton Koğuşu isminin verilmesinin sebebi ise koğuşun oldukça yüksekte bulunması ve bu sayede Ankara manzarasını görmesidir. Genellikle bu koğuşlara ünlü isimler konulmuştur. Necip Fazıl Kısakürek, Bülent Ecevit, Osman Bölükbaşı..
Hilton koğuşunun sağ tarafında bulunan koridorda mahkumiyetleri kesinleşmemiş mahkumlar ile disiplin suçları işleyen mahkumların kaldığı oldukça karanlık hücreler bulunmaktadır. Bu hücrelerden farklı yakarışlar yükselmektedir. Bazı hücrelerden işkence sesleri gelirken bazı hücrelerden de mahkumların suçsuz olduğuna dair sesler yükselir.
Cezaevinde Cüneyt Arcayürek, Mahmut Alınak, Fakir Baykurt, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Bülent Ecevit, Yılmaz Güney, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Yavuz Öbekci, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Kemal Tahir, Metin Toker, Muhsin Yazıcıoğlu ve Leyla Zana gibi çok sayıda ünlü tutuklu ve mahkûm kaldı.
29 Eylül 1999’da başlatılan Hayata Dönüş Operasyonu sırasında cezaevinde 10 kişi öldü, 100’e yakın kişi de yaralandı.
